Türkiye, Avrupa Birliği (AB)’ne üyelik hedefinden uzaklaştıkça, AB’nin Türkiye hakkında her yıl hazırladığı İlerleme Raporları da ses getirici etkisini nispeten kaybetmektedir. Bununla birlikte, Türkiye’nin hemen her alanda AB tarafından ne şekilde görüldüğünün yıllara göre fotoğrafı olarak da kabul edilebilecek İlerleme Raporları’nın ilgili alanların çalışanları bakımından dikkatlice incelenmesinde ve yıllara göre karşılaştırılmasında fayda bulunmaktadır. AB’nin Türkiye İlerleme Raporları’nın 1998 yılından başlayarak https://www.ab.gov.tr/ilerleme-raporlari_46224.html bağlantısından görülmesi mümkündür.
2021 yılı Türkiye İlerleme Raporu 19 Ekim 2021 tarihinde yayımlanmıştır ve bu rapor da İngilizce olarak https://www.ab.gov.tr/siteimages/birimler/kpb/turkey-report-2021-v2.pdf bağlantısında erişilebilir durumdadır.
İlgi alanımız Fikri Mülkiyet Hakları olduğundan, 2021 raporunun bu konuda çizdiği genel çerçeveyi bu yazı boyunca ana hatlarıyla özetlemeye çalışacağız.
Pandemi nedeniyle yaşamın diğer alanlarda olduğu gibi fikri mülkiyet alanında da Türkiye’de mevzuat ve yeni uygulamalar anlamında fazlaca gelişme olmadığından, raporun fikri mülkiyet hakları kısmı önceki İlerleme Raporlarından önemli düzeyde ayrışmamaktadır.
Raporun fikri mülkiyet kısmını maddeler halinde özetlemeye çalışırsak:
Türkiye fikri mülkiyet mevzuatı (sınai mülkiyet hakları da dahil olacak şekilde geniş anlamda fikri mülkiyet hakları kavramından bahsedilmektedir) bakımından iyi durumdadır, ancak raporlama döneminde mevzuatın geliştirilmesi anlamında bir yenilik olmamıştır. Gümrük çalışanlarına verilen eğitimlere ve hak sahiplerinin kullanabileceği online araçlarda gelişmelere rağmen, Türkiye kaynaklı taklit ürünlerde artış olmuştur.
Türkiye, taklit ve korsan ürünlerin online satışları dahil, fikri mülkiyet hakları ihlalleriyle mücadele etmek için daha etkili hak koruma önlemleri almalıdır, ihtisas mahkemelerinin uzmanlaşması ve arama-el koyma izinlerinin alt derece mahkemelerden elde edilebilmesi prosedürleri geliştirilmelidir. Türkiye bu hususlara ilaveten, kullanılmayan tescilli markaların iptali talepleri ve hızlı ve basitleştirilmiş imha prosedürleri hususları başta olmak üzere, Sınai Mülkiyet Kanunu’nun verimli ve etkili biçimde uygulanabilmesi için fikri mülkiyet haklarının sahipleriyle yapıcı diyaloğu devam ettirmelidir (desteklemelidir). Fikri mülkiyet haklarına ilişkin eksikliklerin daha kolaylıkla analiz edilmesini sağlayacak doğru istatistiki bilgilerin (özellikle de fikri ve sınai mülkiyet hakları hakkındaki yargı kararlarının uygulanması konusunda) toplanması ve işlenmesi sağlanmalıdır.
Telif hakları ve bağlantılı haklar alanında, uzun süredir askıda olan taslak Telif Hakları Kanunu konusunda hiçbir gelişme olmamıştır. Kolluk güçleri ve korsan ürün karşıtı komisyon üyeleri için bazı eğitimler yapılmıştır. AB müktesabatına uyum düzeyi yüksek olsa da, kolektif hak yönetimine ilişkin sistematik bazı hususlar, telif hakları sisteminin bütüncül etkinliğini negatif yönde etkilemektedir. Pandemi nedeniyle sokaklarda korsan ürünlerin satışı azalsa da, bu tip ürünlerin online platformlarda kullanımı artmıştır. Korsan ürünleri pazarlayan tacirler iyi bilinen e-ticaret sitelerinde e-dükkanlar açmaktadır. Tüketicilerin ve üreticilerin ekonomik çıkarlarına, etkin bir telafi olmaksızın tecavüz edilmiştir.
Sınai mülkiyet hakları alanında uzun zamandır beklenen marka ve patent vekilleri hakkında düzenleme kabul edilmiş ve vekillerin denetimi dikkat çekici düzeyde geliştirilmiştir. Raporlama dönemi boyunca markaların etkin koruması daha hızlı ve etkin hale gelmiştir. Türk Patent ve Marka Kurumu online başvuruların kullanımını ve çağrı merkezi hizmetini geliştirmiştir.
Fikri haklar ihtisas mahkemelerinin deneyimli yargıç ve savcıları artık görevde değildir ve ihtisas mahkemelerinin sayısı yeterli değildir. Daha yüksek yaptırımların talep edilmesi mümkün olsa da, ceza mahkemeleri nadiren caydırıcı para cezalarına hükmetmektedir. Taklit malların aranmasına ve bunlara el konulmasına ilişkin talimatların alınmasında güçlükler, özellikle İstanbul’da artmıştır. Etkin koruma otoriteleri, başta kolluk güçleri ve hakimler, fikri hak tecavüzlerine ilişkin etkin önlemler alınması hususunda kaynaklar ve eğitim konusunda eksiklikler yaşamaktadır. Sınai mülkiyet mevzuatı hızlandırılmış imhaya izin verse de, bu yöndeki hükümler halen tam olarak uygulanmamaktadır. Türkiye’de fikri mülkiyet hakları; uzun yargı süreçleri, yetersiz düzeydeki tazminatlar, cezalar hakkında ertelenmiş hükümler ve hak sahipleri tarafından ödenen malların depolanması masrafları nedeniyle kösteklenmeye devam etmektedir. Markalara ilişkin iptal, hükümsüzlük ve itiraz prosedürleri orantısız derecede pahalı ve gereğinden fazla uzundur. Hakimler gerekli düzeyde uzmanlaşmamış olduğunda, yoğun biçimde bilirkişi görüşü almaya devam etmektedir. Bilirkişilerin çıkar çatışması meselesi halen çözülmemiştir.
Türkiye; taklit içeceklerin, parfümlerin, kozmetikleri, ayakkabıların, giysilerin ve kişisel aksesuarların başta gelen üreticilerinden birisi olmaya devam etmektedir. Taklit malların iyi bilinen web sitelerinde satışı ve bunlar hakkında şikayetler artmıştır. 100 civarında marka sahibinin katılımıyla gümrük memurlarına eğitimler verilmiştir. Tam olarak hazırlanmış fikri mülkiyet istatistikleri sağlanamamaktadır. Bunun ötesinde fikri mülkiyet hakkındaki yargı istatistiklerine kamu tarafından erişim mümkün değildir. Fikri mülkiyet yoğun sektörlerin ekonomik faydalarına, taklit ve korsan ürünlerin kamu sağlığına ve tüketici güvenliğine zararları hakkında fikri mülkiyetle ilgili kamu kurumları tarafından yürütülecek bilinçlendirme kampanyalarına ihtiyaç duyulmaktadır.
AB İlerleme Raporu’nun ilgili kısmı, 2021 yılı itibarıyla Türkiye’nin fikri mülkiyet hakları alanında yaşadığı bazı yapısal sorunları özet biçimde ortaya koymaktadır.
Önder Erol ÜNSAL
Ekim 2021