Fikri haklar alanında Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın çok sayıda kararı bulunmakla birlikte, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)’nin fikri haklar alanındaki kararlarının sayısı çok daha az ve bu kararlarla karşılaşmak heyecan verici oluyor.
Bu yazının konusu AİHM’in fikri haklar alanındaki son kararı olan “SAFAROV v. AZERBAYCAN” kararıdır. Azerbaycan vatandaşı Rafiq Firuz oglu Safarov’un (yazının kalanında kısaca “Safarov” olarak anılacaktır); İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşme’ye (“Sözleşme”) Ek 1 No’lu Protokol’ün “Mülkiyetin Korunması” başlıklı 1. maddesinin ve Sözleşme’nin “Adil Yargılanma” başlıklı 6. maddesinin ihlal edildiği gerekçeleriyle, Azerbaycan Devleti’ne karşı yaptığı başvuru AİHM tarafından incelenmiş ve karar 1 Eylül 2022 tarihinde taraflara bildirilmiştir.
Kararın aktarılmasından önce ihlal başvurusuna konu olayın özetlenmesi yerinde olacaktır:
Safarov, 2009 yılında yayımlanan “Erivan Bölgesi Halkının Etnik Kompozisyonunda 19. ve 20. Yüzyıllardaki Değişiklikler” başlıklı bir kitabın yazarıdır. 2010 yılında bir sivil toplum kuruluşu olan Irali Halk Birliği (bundan sonra kısaca “Irali”), www.history.az isimli web sitelerinde bu kitabın elektronik bir versiyonunu yayımlamıştır. Aynı yıl içerisinde Safarov bu yayından haberdar olmuş ve kitabın o ana dek 417 kez indirildiğini fark etmiştir. Safarov, gene 2010 yılı içerisinde kitabın internet sitesinde yayından kaldırılmasını talep etmiş ve bu talep üzerine Irali kitabı yayından kaldırmıştır.
Safarov, 3 Ağustos 2010 tarihinde, Irali’ye karşı Sabail Yerel Mahkemesi’nde dava açmıştır. Davanın gerekçesi, davalının, davacıya ait kitabın dijital versiyonunu izinsiz biçimde ve yazara ücret ödemeden çoğaltmak ve web sitesinde yayımlamak suretiyle Telif Hakları ve Bağlantılı Haklar Kanunu’nu ihlal etmesidir. Safarov, bu ihlal nedeniyle davalıdan Euro cinsinden karşılığı yaklaşık 47.460 Euro olan maddi, 27.300 Euro tutarında da manevi tazminat talep etmektedir.
Sabail Yerel Mahkemesi, 13 Ekim 2010 tarihinde verdiği kararda, davacının kitabının Irali’nin web sitesinde yayımlandığını tespit etmiş, ancak Azerbaycan Telif Hakları ve Bağlantılı Haklar Kanunu’nun 18/1 maddesini esas alarak davacının taleplerini reddetmiştir. Mahkeme kararında ayrıca, davalının, davacının talebi üzerine kitabı yayından kaldırdığı ve davacının maddi veya manevi açılardan uğradığı zararı ispatlayamadığı da tespit edilmiştir. Kararda değinilen madde 18/1’in Türkçeye çevirisi kabaca aşağıdaki şekilde yapılabilir:
“Eserlerin kütüphaneler, arşivler ve eğitim kurumları tarafından reprografik biçimde çoğaltılması
“1. Eserinden yararlanılan yazarın adının ve kaynağın belirtilmesi ve herhangi bir kazanç amacı olmaması şartlarıyla, özel bir amaç için gerekli bir eserin belirli bir miktara kadar reprografik biçimde çoğaltılmasına, eser sahibinin izni olmadan ve telif ücreti ödenmeden izin verilecektir:
- a) İlgili nüshaların normal şartlarda başka yollarla elde edilmesi mümkün değilse, Kanuna uygun olarak yayımlanmış eserlerin çoğaltılması amacıyla, kütüphane ve arşivler için, diğer kütüphane ve arşivlerin kaybolan, bozulan veya kullanılamaz hale gelen nüshaların yerine geçmek üzere nüshalar çıkarması,
- b) yasal olarak yayımlanmış bir makalenin ve diğer küçük eserlerin veya bir eserin kısa bir bölümünün veya yazılı eserlerin (bilgisayar programları hariç) kısa bölümlerinin gerçek kişilerin talebi üzerine eğitimsel, bilimsel veya kişisel amaçlarla kütüphaneler tarafından tek bir nüsha halinde çoğaltılması,
…
- v) genel eğitim kurumlarındaki eğitim kursları için, yasal olarak yayımlanmış makalelerin ve diğer küçük çalışmaların veya yazılı eserlerden (bilgisayar programları hariç) kısa alıntıların çoğaltılması.”
Maddede geçen “reprografik biçimde çoğaltma” terimi, yazılı veya grafik orijinal bir eserin veya onun kopyasının baskı yolu dışında kalan tekniklerle (fotokopi veya diğer teknik yollarla) çoğaltımı anlamına gelmektedir.
Safarov bu kararı Bakü Yüksek Mahkemesi nezdinde temyiz etmiştir. Temyiz talebinin gerekçeleri, davacının eserine ilişkin hak ihlali durumunun ilk derece mahkemesinin kararını dayandırdığı 18. maddede sınırlı biçimde sayılmış hallerin kapsamına girmemesi ve anılan maddenin yalnızca kütüphaneler, arşivler ve eğitim kurumları için geçerli olmasıdır. Buna karşın Temyiz Mahkemesi, ilk derecesi mahkemesinin kararını onamış ve söz konusu kararda sayılan gerekçelere ilaveten Kanunun 17/1 maddesine de dayanmıştır.
Azerbaycan Telif Hakları ve Bağlantılı Haklar Kanunu’nun 17/1 maddesini de kabaca aşağıdaki şekilde Türkçeye çevirebiliriz:
“Eserlerin ve Fonogramların Kişisel Kullanımı
- Yasalara uygun olarak yayımlanan bir eserin gerçek bir kişi tarafından yalnızca kişisel amaçlarla, herhangi bir kazanç amacı güdülmeden tek bir nüsha halinde çoğaltılmasına, yazarın veya başka bir telif hakkı sahibinin izni veya telif ücreti ödemesi olmaksızın izin verilir…
- Bu maddenin 1. paragrafı aşağıdaki durumlarda uygulanmaz:
…
kitapların orijinal hallerinin bütün olarak reprografik biçimde çoğaltılması…”
Safarov, son olarak Yüksek Mahkeme önünde kararın düzeltilmesini talep etmiştir. Ancak, bu talebi de reddedilmiştir. Yüksek Mahkeme, önceki mahkemelerin dayandığı maddelere ilaveten kanunun 14/1(q) ve 15/3 maddelerine de referans yapmıştır. Mahkeme’ye göre davalı, kitaba web sayfasının kütüphane bölümünde yer vermiştir ve bununla güttüğü amaç Azerbaycan tarihi hakkında bilgi vermektir.
Azerbaycan’daki iç hukuk yollarını bu şekilde tüketen Safarov, eserinin kanunsuz biçimde çoğaltılması ve çevrimiçi şekilde yayımlanması suretiyle telif haklarına tecavüz edilmesi fiili kapsamında, Azerbaycan Devleti’nin fikri mülkiyet haklarını koruma yükümlülüğünü yerine getirmediğini iddia ederek konuyu AİHM önüne taşımıştır. Safarov başvurusunda Sözleşme’ye Ek 1 No’lu Protokol’ün “Mülkiyetin Korunması” başlıklı 1. maddesine ve Sözleşme’nin “Adil Yargılanma” başlıklı 6. maddesine dayanmaktadır. Safarov’un başvurusuna ilişkin dokümanlar, AİHM kararı da dahil olmak üzere bu bağlantıdan görülebilir.
Safarov’un şikayetini dayandırdığı Sözleşme’ye Ek 1 No’lu Protokol’ün “Mülkiyetin Korunması” başlıklı 1. maddesi aşağıdadır:
“Mülkiyetin korunması
Her gerçek ve tüzel kişinin mal ve mülk dokunulmazlığına saygı gösterilmesini isteme hakkı vardır. Bir kimse, ancak kamu yararı sebebiyle ve yasada öngörülen koşullara ve uluslararası hukukun genel ilkelerine uygun olarak mal ve mülkünden yoksun bırakılabilir.
Yukarıdaki hükümler, devletlerin, mülkiyetin kamu yararına uygun olarak kullanılmasını düzenlemek veya vergilerin ya da başka katkıların veya para cezalarının ödenmesini sağlamak için gerekli gördükleri yasaları uygulama konusunda sahip oldukları hakka halel getirmez.
Safarov, ihlal başvurusunda Sözleşme’nin Adil Yargılanma başlıklı 6. maddesinin de ihlal edilmiş olduğunu iddia etse de AİHM bu madde bakımından inceleme yapmaya ihtiyaç duymadığından, yazıda bu maddeye ilişkin ek açıklamada bulunulmayacaktır.
AİHM öncelikle, iddianın kabul edilebilir olduğunu beyan ederek başvurunun esasını incelemeyi kayda değer bulmuştur. Dosyada başvurucu yani eser sahibi, aslında eserinin çevrimiçi yayınlanması ile sayısız kişi tarafından indirilmesine izin verildiğini belirtmiş ve bu durumun Sözleşme’ye Ek 1 No’lu Protokol’ün 1. maddesinde bahsi geçen mülkiyet hakkını ihlal ettiğini iddia etmiştir. Bu nedenle karşı tarafın herhangi bir ticari çıkarı olmasa dahi, yerel mahkemenin iç hukuka uygun olmayan kararının telif hakkını ihlal ettiğini ileri sürmüştür. Öte yandan Azerbaycan Devleti, Safarov’un eserinin ticari amaçla değil, halkın kitapla tanışabilmesini sağlamak için internete koyulduğunu ileri sürerek başvurucunun somut bir zararı olmadığını beyan etmektedir.
AİHM Nasıl Bir Değerlendirme Yaptı?
Mahkeme, telif haklarının korunması da dahil olmak üzere fikri mülkiyet haklarının korunmasının, mülkiyet hakkını koruyan 1 No’lu Protokolün 1. maddesi kapsamına girdiğini ve başvuranın bu madde kapsamında bir mülkiyet hakkına sahip olduğunu belirtmiştir. Bu kapsamda, mahkemenin ilk olarak değindiği nokta, devletin Sözleşme ile koruma altına alınan mülkiyet hakkını koruması gerektiğidir. Şöyle ki; her ne kadar uyuşmazlıklar özel kişiler arasında olsa da devletin, zarara uğrayan taraf açısından mülkiyet hakkını koruyabilecek birtakım hukuki düzenlemeleri sağlaması ve gerekli önlemleri alması gerektiği vurgulanmaktadır. Yani kişiler arasındaki herhangi bir anlaşmazlığı etkin ve adil bir şekilde karara bağlamasını sağlayan mekanizmaları sunmak devletin görevidir. Bu nedenle de AİHM, ihlal başvurusunu incelerken makul ve mantıklı bir yargılama yapılmış mı sorusuna cevap arar. AİHM’nin buradaki rolü, yerel mahkemenin yerini alarak karar vermek değil, iç hukukun doğru uygulanıp uygulanmadığını sorgulamakla sınırlıdır.
Mahkeme bu davadaki değerlendirmesinde; Azerbaycan Hukuku’nun yeterli olduğunu, ancak bunu uygulayan yerel mahkemenin hukuka aykırı bir yol izlediğini belirtmektedir. İç hukuka göre, eser sahibinin izni olmaksızın ve telif ücreti ödenmeksizin eserin kullanılması hak ihlali teşkil etmektedir. Ancak yerel mahkemenin yaklaşımı, bu kurala istisna olan durumların mevcut olduğu kanaatiyle söz konusu olayın bir ihlal oluşturmadığına yöneliktir. Başvurucu ise söz konusu istisnaların bu olay nezdinde uygulanabilir olmadığını iddia etmektedir.
Azerbaycan Telif Hakları ve Bağlantılı Haklar Kanunu’nun 17. maddesi birinci fıkrası, yukarıda da değinildiği üzere, bir eserin sahibinin izni olmaksızın çoğaltılmasının kabul edilebilir olması için bu çoğaltmanın münhasıran kişisel bir amaçla olması gerektiğine ilişkindir. AİHM bu noktada, söz konusu davada davalının bir tüzel kişilik olduğunu ve başvuru sahibine ait eseri kişisel amaçlı değil, sınırsız sayıda kişinin kullanımı için çoğalttığının altını çizmektedir.
Buna ek olarak bir diğer istisna ise 18. maddede yer almaktadır. Bu maddeye göre; kütüphaneler ve arşivler, mevcut kaynaklarından birinin zarar görmesi halinde bu eseri çoğaltarak yerine koyabilecektir. Bu durum da genel kurala bir istisna olup eser sahibinin rızasının aranmadığı spesifik durumlardan biridir. Başvurucu, davalının bu kategorilerden hiçbirine dahil olmadığını ileri sürerek istisnalardan yararlanamayacağını iddia etmektedir.
Azerbaycan Yüksek Mahkemesi ise bu istisnanın somut olayda mevcut olduğunu ve başvuranın kitabının, davalının web sitesinin kütüphane bölümünde yayımlandığını ve amacının Azerbaycan tarihi hakkında bilgi vermek olduğunu beyan etmiştir. Devlet tarafında da buna benzer bir savunma gelmiş ve çoğaltmanın davalı tarafından ticari bir amaçla yapılmadığı ileri sürülmüştür. Ancak ne yerel mahkeme ne de Yüksek Mahkeme, bu konuda somut olayın istisnalara ne şekilde dahil olduğunu yeterince açıklamamıştır. Bu noktada belirtmek gerekir ki; bir eserin çevrimiçi olarak milyonlara sunulması fiziki bir kütüphaneye koyulmasıyla eşdeğer değildir. Bu nedenle AİHM’ye göre somut olayın bu istisnaya nasıl dahil olduğunun detaylandırılması gerekmektedir.
Azerbaycan Yüksek Mahkemesi ayrıca, Telif Hakları ve Bağlantılı Haklar Kanunu’nun 15. maddesinin üçüncü fıkrasına da değinmiş ve bu hükmün dağıtım hakkının tüketilmesi kuralıyla ilgili olduğunu iddia etmiştir. Maddenin aktardığı husus WIPO Telif Hakları Andlaşması’nın 6. maddesi ile de bağlantılı olup, ilgili madde, eser sahibinin, eserlerinin özgün nüshasının veya kopyasının satılması ya da el değiştirmesi hususunda münhasır bir yetkisinin olduğunu söyler. Somut olayda da görüldüğü üzere başvurucu kitabını fiziki olarak halka sunmuştur ve eseri halk tarafından ulaşılabilir haldedir. Ancak bu durum, eserinin kendisinin izni dışında çoğaltılmasını veya dijital olarak halka mal edilmesini kabul ettiğini göstermemektedir. Yüksek Mahkeme, bu maddenin somut olayla bağlantısını tam açıklayamasa da mevcut durum aslında eserin dağıtımından ziyade söz konusu eserin sahibinin rızası dışında yeni, dijital formda çevrimiçi olarak yeniden yayımlanması ile ilgilidir.
Sonuç olarak AİHM’ye göre; Azerbaycan mahkemelerince verilen kararlar, Telif Yasası’nın değinilen hükümleri kapsamında somut olayda bir ihlalin olmadığına ilişkin istisnalar bağlamında yetersiz kalmaktadır. Bu nedenle, AİHM huzurunda davalı olan Azerbaycan Devleti, Mülkiyeti konu edinen 1. madde kapsamında etkili önlemler alamamış ve bu hakkı korumaya yönelik pozitif yükümlülüğünü yerine getirememiştir. Bu durum da açıkça Sözleşmeye Ek 1 No’lu Protokolün 1. maddesinin ihlal edildiğini göstermektedir. Bu ihlal kararı ile AİHM, Azerbaycan Devleti’nin sözleşmeye aykırı davranarak Mülkiyet Hakkını korumadığı gerekçesiyle başvurucu Safarov’un zararının tazminine yönelik karar vermiştir.
Bu kararda dikkat çeken husus, telif hakkının bir temel hak olan Mülkiyet kavramı kapsamında değerlendirilmesidir. Genel olarak bakıldığında mülkiyet kavramının özünde bireye ait bir egemenlik alanının bulunduğu görülmektedir. Bu bakımdan, yalnızca kişi ile şey arasında bir bağı olmayıp, aslında pozitif hukuk düzenlemelerinden daha ötedir. Bu yüzden Mülkiyet hakkı birçok anayasa ve uluslararası sözleşmelerde temel hak olarak düzenlenmiştir. Bu noktada, fikri mülkiyet hakları ile insan hakları ve temel anayasal haklar nasıl bağdaşıyor şeklinde soru işaretleri oluşabilir. Fikri ürünler çoğu zaman ticari bir araç olarak değerlendirilse de onu meydana getiren kişiler bakımından manevi değer taşımakta ve bu yüzden klasik ‘mülkiyet’ hakkı düşüncesinden ayrılmaktadırlar. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 27. maddesinin ikinci fıkrasında da “Herkesin yaratıcısı olduğu bilim, edebiyat ve sanat ürünlerinden doğan maddi ve manevi çıkarlarının korunmasına hakkı vardır.” ibaresi yer almaktadır. Bu nedenle anayasal düzenlerde korunan “Mülkiyet Hakkı” kavramını gelişen düzene uyum sağlayarak yorumlamak daha doğru olabilecektir. Zira Mülkiyet yalnızca “eşya”dan ibaret olmayıp aynı zamanda incelediğimiz kararda da olduğu gibi bir fikir ürünü olarak ortaya konan eserleri de kapsamaktadır.