Fikri Hakların Yenilenmesinin ve Ticarileştirmesinin Önemi
Emek verilerek nihai haline getirilen buluş, marka ya da tasarımın yenileme ya da yıllık ücret ödeme işlemlerinin süresi içinde yapılması büyük önem taşımaktadır. Üretilen bir fikri hakkın korumasının devam ettirilmesi hem kazanç sağlayanlar hem de fayda sağlayanlar açısından önemlidir.
Fikri haklar kapsamındaki koruma türlerinden biriyle korunan ürün veya hizmetlerin, diğer işletmelerin ürünleriyle arasındaki ayırt edici özellikler, bilinçli tüketiciler için o ürünü tercih etme sebebidir. Maddi gelir elde edilen bir ürün veya hizmet olmanın yanında, emeğin yolculuğu olarak da düşünüldüğünde korumanın devam ettirilmesinin önemi öne çıkmaktadır.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’na göre; tescilli markanın koruma süresi başvuru tarihinden itibaren on yıldır. Bu süre, onar yıllık dönemler hâlinde yenilenebilir. Bu süre içinde talebin yapılmaması veya yenileme ücretinin ödendiğine ilişkin bilginin Kuruma sunulmaması hâlinde, yenileme talebi, koruma süresinin sona erdiği tarihten itibaren altı aylık süre içinde ek ücretin ödenmesi şartıyla da yapılabilir.
Tescilli tasarımların koruma süresi başvuru tarihinden itibaren beş yıldır. Bu süre beşer yıllık dönemler hâlinde yenilenmek suretiyle toplam yirmi beş yıla kadar uzatılabilir. Yenileme talebinin tasarım sahibi tarafından koruma süresinin sona erdiği tarihten önceki altı ay içinde yapılması ve aynı süre içinde yenileme ücretinin ödendiğine ilişkin bilginin Kuruma sunulması gerekir. Bu süre içinde talebin yapılmaması veya yenileme ücretinin ödendiğine ilişkin bilginin Kuruma sunulmaması hâlinde, yenileme talebi, koruma süresinin sona erdiği tarihten itibaren altı aylık süre içinde ek ücretin ödenmesi şartıyla da yapılabilir.
Patentin koruma süresi başvuru tarihinden başlamak üzere, yirmi yıl, faydalı modelin koruma süresi on yıldır. Bu süreler uzatılamaz. Patent başvurusu veya patentin korunması için gerekli olan yıllık ücretler, patentin koruma süresi boyunca, başvuru tarihinden itibaren ikinci yılın sona erdiği tarihte ve devam eden her yıl vadesinde ödenir. 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu MADDE 101, ikinci fıkrada belirtilen vadede ödenmemesi hâlinde, yıllık ücret ek ücretle birlikte vadeyi takip eden altı ay içinde de ödenebilir. Yıllık ücretlerin aynı maddenin üçüncü fıkrasında belirtilen sürede de ödenmemesi hâlinde, patent hakkı bu ücretin vade tarihi itibarıyla sona erer, patent hakkının sona erdiğine ilişkin bildirim yapılır ve bu durum Bültende yayımlanır. Patent hakkının sona erdiğine ilişkin bildirim tarihinden itibaren iki ay içinde telafi ücretinin ödenmesi hâlinde patent hakkı, ücretin ödendiği tarih itibarıyla yeniden geçerlilik kazanır ve Bültende yayımlanır.
Peki, kullanılmasına devam edilmeyen patent, marka veya tasarım tescilleri geçersiz mi bırakılmalıdır? Durum değerlendirmesi yapılarak kazanca dönüştürülebilir mi?
Sahibi olduğunuz patent, tasarım ya da markalarınızın yenileme ve yıllık ücret ödeme işlemlerinin, süresi içinde yapılarak korumasının devamının önemini vurgulamıştık.
Nasıl ki, sahip olunan bir mülk üzerinde, hak sahibi uygun gördüğü şekilde tasarrufta bulunabilirse; sizler de tescilli patent, tasarım ya da marka haklarınız için, uygun gördüğünüz gerçek ya da tüzel kişilere, aranızda belirleyeceğiniz bir bedel karşılığında lisans verebilir ya da hakkınızı devredebilirsiniz.
Böylece, emek vererek ve yatırım yaparak ürettiğiniz tescilli fikri hakkınızdan bir maddi kazanç sağlamanın yanı sıra, bilinçli tüketicinin üründen mahrum kalmamasını da sağlamış olursunuz.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’na göre lisans kaydı, taraflar arasında belirli süre için, kullanım hakkının, üçüncü kişilere tanınmasıdır. Bu durumda, sicilde kayıtlı hak sahibi değişmemektedir ve lisans verilen tarafa, yalnızca izin verilen süre ve kapsamda kullanım hakkı tanınmaktadır. Lisans süresi bittiğinde, lisans hakkının yenilenmesi ya da sona ermesi de yine taraflar arasında yapılan anlaşmaya bağlıdır.
Devir işlemi ise, taraflar arasında belirlenen bir miktar karşılığında, tescilli fikri hakkın kısmi ya da tam olarak sahibinin değişmesidir. Tam devir işlemi söz konusu olduğunda, taraflar arasında detayları belirtilen bir devir sözleşmesi doğrultusunda, hak sahipliği devralana geçmektedir. Bununla birlikte kısmi devir işlemi ile hakların belirli bir yüzdesinin, çoklu tasarımların bir kısmının ya da birden çok mal/hizmet içeren marka tescillerinin istenen kısmının devri mümkündür.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun, Ortak Hükümleri’nde detaylı yer verildiği üzere; lisans ya da devir&kısmi devir kaydı işlemlerinin resmi sicile kaydı; noter onaylı sözleşme, vekil aracılığı ile yapılan işlemlerde vekaletname sunulması ve işlem ücretinin ödenmesi ile mümkündür.
Vekil olarak, müvekkillerimizin bu konuda bilgilendirilmesi ve ihtiyaç duyulan noktada gerekli adımları atabilmesi için, lisans ve hak sahipliği değişikliği işlemlerinin Türkiye ve yurt dışında resmi ofislerde kaydedilmesi konusunda da hizmet veriyor ve bu konuda farkındalığı artırmak için çalışmalarımıza devam ediyoruz.