13-24 Mayıs 2024 tarihleri arasında Dünya Fikri Mülkiyet Teşkilatı (WIPO)’nın Cenevre’deki merkezinde düzenlenen Diplomatik Konferans, fikri haklar alanında yeni bir uluslararası andlaşmanın kabul edilmesiyle sona erdi.
Türkçe resmi adı henüz duyurulmuş olmasa da, İngilizce adı “WIPO Treaty on Intellectual Property, Genetic Resources and Associated Traditional Knowledge” olan bu andlaşmayı yazı boyunca “Fikri Mülkiyet, Genetik Kaynaklar ve Bağlantılı Geleneksel Bilgi Hakkında WIPO Andlaşması” olarak anacağız.
Genetik Kaynaklar ve Geleneksel Bilginin fikri haklarla kesişimi alanındaki ilk uluslararası andlaşma olan “Fikri Mülkiyet, Genetik Kaynaklar ve Bağlantılı Geleneksel Bilgi Hakkında WIPO Andlaşması”, bu yönüyle dikkat çekicidir ve özellikle patent başvurularında, eğer varsa, genetik kaynakların ve geleneksel bilginin kökeninin açıklanması yükümlülüğünü getirmesi yönündeki hükümleriyle önem arz etmektedir.
Andlaşma hakkında uluslararası görüşmeler 2001 yılında başlamış ve 20 yılı aşkın süre boyunca andlaşmanın kabul edilebilmesi için çaba verilmiştir.
Giriş bölümüne ilaveten on yedi maddeden oluşan ve nispeten kısa sayılabilecek andlaşmanın, İngilizce tam metninin bu bağlantıdan görülmesi mümkündür.
Andlaşmanın birinci maddesinde, andlaşmanın amacı “(a) Genetik kaynaklara ve genetik kaynaklarla bağlantılı geleneksel bilgiye ilişkin olarak patent sisteminin etkinliğinin, şeffaflığının ve kalitesinin artırılması ve (b) Genetik kaynaklara ve genetik kaynaklarla bağlantılı geleneksel bilgiye ilişkin olarak yeni veya buluş niteliğinde olmayan patentlerin hatalı biçimde korunmasının engellenmesi” olarak tanımlanmıştır.
Andlaşmanın ikinci maddesinde tanımlar yer alırken, andlaşmanın can alıcı maddelerinin üçüncü ila altıncı maddeler olduğu görülmektedir.
Üçüncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi, patent başvurusuyla korunması talep edilen buluşun genetik kaynaklara dayanması halinde, taraf ülkelerin başvuru sahiplerine genetik kaynağın menşei ülkesini açıklama zorunluluğu getireceğini düzenlemektedir. Aynı fıkranın (b) bendi ise, (a) bendinde belirtilen ülkenin bilinmemesi halinde açıklama yükümlülüğünün genetik kaynağın kökenine (source of the genetic resources)[1] ilişkin olacağını belirtmektedir.
Üçüncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi, patent başvurusunda korunması talep edilen buluşun genetik kaynaklarla bağlantılı geleneksel bilgiye dayanması halinde, taraf ülkelerin başvuru sahiplerine genetik kaynaklarla bağlantılı geleneksel bilgiyi sağlayan yerli topluluğu veya yerel halkı açıklama zorunluluğu getireceğini düzenlemektedir. Aynı fıkranın (b) bendi ise, (a) bendinde belirtilen bilginin bilinmemesi halinde açıklama yükümlülüğünün genetik kaynaklarla bağlantılı geleneksel bilginin kökenine (source of the traditional knowledge associated with genetic resources)[2] ilişkin olacağını belirtmektedir.
Üçüncü maddenin diğer fıkraları, açıklanacak bilgiye ilişkin olarak andlaşma tarafı ülkelerin yükümlülüklerini düzenlemektedir ve beşinci fıkra ilgili ülke ofislerinin açıklamanın doğruluğunu onaylamakla (kontrol etmekle) yükümlü olmadığını düzenlemektedir. Bu noktada andlaşma boyunca Ofis tabiriyle anılan otoritelerin, andlaşma tarafı ülkelerde patent korunmasından sorumlu olan kamu otoriteleri olduğu da belirtilmelidir.
Andlaşmanın dördüncü maddesi, andlaşma hükümlerinin taraf ülkeler bakımından geçmişe yürümeyeceğini özellikle belirtmektedir. Buna göre, andlaşmanın ilgili taraf ülke bakımından yürürlüğe girmesinden önceki tarihlerde yapılmış patent başvuruları, andlaşma hükümlerinden etkilenmeyecektir.
Yaptırımları ve telafi yöntemlerini düzenleyen beşinci madde; her taraf devletin, üçüncü maddede belirtilen bilgi açıklama yükümlülüğünün sağlanmaması halinde uygun, etkili ve ölçülü idari ve yasal tedbirleri alabileceğini belirtmektedir. Buna karşın ikinci fıkraya göre, açıklama yükümlülüğün yerine getirilmemesine ilişkin yaptırımların uygulanmasından önce ilgili eksikliğin giderilmesi için imkan verilecektir. Bu fıkranın istisnası olan hal ise, beşinci madde mükerrer ikinci fıkrada (Article 5.2 (bis) yer almaktadır. Beşinci maddenin dördüncü fıkrasına göre, açıklama yükümlülüğünün yerine getirilmemesi, patent haklarının iptali, hükümsüzlüğü veya uygulanamaz kabul edilmesi için tek başına gerekçe teşkil etmeyecektir. Beşinci fıkraya göre ise, açıklama yükümlülüğüne ilişkin olarak hile içeren niyet tespit edilirse, her taraf devlet kendi ulusal mevzuatı uyarınca koruma sonrası yaptırımları kabul edebilecektir.
Andlaşmanın altıncı maddesi, genetik kaynaklara ve genetik kaynaklarla bağlantılı gelenek bilgiye ilişkin olarak taraf ülkelerin veritabanları kurabileceğini düzenlemektedir. Bu maddenin ikinci fıkrasına göre, bu tip veritabanları patent başvurularının araştırılması ve incelenmesi için Ofislere açık olacaktır.
Andlaşmanın kalan maddeleri, andlaşmanın yürürlüğe girişi, onaylanması, idaresi, revizyonu, taraf ülkelerin oluşturacağı birlik ve diğer idari konularla ilgilidir.
Diplomatik Konferans sonucunda andlaşma imzaya açılmıştır ve andlaşmayı imzalayan 15 ülkenin andlaşmaya taraf olma prosedürlerini tamamlamasının ardından “Fikri Mülkiyet, Genetik Kaynaklar ve Bağlantılı Geleneksel Bilgi Hakkında WIPO Andlaşması” yürürlüğe girecektir.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) madde 90(4)’e bakıldığında, ulusal mevzuatımızın genetik kaynağa ve genetik kaynakla bağlantılı geleneksel bilgiye ilişkin açıklama yükümlülüğünü düzenlediği görülmektedir: “(4) Buluş, genetik kaynağa veya genetik kaynakla bağlantılı geleneksel bilgiye dayanıyorsa bu kaynağın nereden alındığına ilişkin açıklamaya, patent başvurusunda yer verilir.”
Uluslararası andlaşmanın diğer hükümlerine yönelik olarak, SMK’nın uyum düzeyi ise elbette daha detaylı ve teknik bir inceleme gerektirecektir.
Diplomatik Konferans’a ilişkin belgeler incelendiğinde, Türkiye’nin konferansa kalabalık bir delegasyonla katıldığı görülmektedir. Bu durum da konuya verilen önemin göstergesi olması anlamında önemlidir.
Türkiye’nin “Fikri Mülkiyet, Genetik Kaynaklar ve Bağlantılı Geleneksel Bilgi Hakkında WIPO Andlaşması”na katılım niyeti veya böyle bir niyet varsa öngörülen takvim hakkında şu an için bilgimiz bulunmamaktadır. Bununla birlikte; patent başvuruları/koruması yoluyla gerçekleştirilen biyokorsanlığın önüne geçme çabalarının uluslararası düzeydeki yansıması olan bu andlaşmanın ülkemizde de kamuoyunda karşılık bulacağını tahmin ediyoruz.
Önder Erol ÜNSAL
DİPNOTLAR
[1] Andlaşmanın ikinci maddesinde yer alan tanımlara göre: “Source of genetic resources” refers to any source from which the applicant has obtained the genetic resources, such as a research center, gene bank, Indigenous Peoples and local communities, the Multilateral System of the International Treaty on Plant Genetic Resources for Food and Agriculture (ITPGRFA), or any other ex situ collection or depository of genetic resources.
[2] Andlaşmanın ikinci maddesinde yer alan tanımlara göre: “Source of traditional knowledge associated with genetic resources” means any source from which the applicant has obtained the traditional knowledge associated with genetic resources, such as scientific literature, publicly accessible databases, patent applications and patent publications.